Aradığın Usta Ayağına Gelsin - UstamGeliyor Blog

En sık kullandığımız 4 deyimin ortaya çıkış hikâyeler

günümüzde kullanmaya devam ettiğimiz deyimlerin ortaya çıkış nedenlerini ve hikâyesini konu almakta.

Deyimler, yaşamımızın neredeyse her yerinde kullandığımız ifade biçimleri olarak var oluşlarını göstermektedirler. Bakıldığında bir tür tanım gibi duran çoğu deyim, ana kalıp olarak birbirine benzer olaylar karşısında kullanılan olaylar karşısında yaşanan olayları ifade etmektedir.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Çilem Tercüman tarafından ‘İstanbul’un 100 deyimi’ ile yayınlanan bu kitap, şuan günümüzde kullanmaya devam ettiğimiz deyimlerin ortaya çıkış nedenlerini ve hikâyesini konu almakta.

kabak-170610062449.jpg


1) Kabak tadı vermek

Fatih Sultan Mehmet dönemin padişahı iken yaptırdığı medresedeki öğrenciler, yemeklerini de sarayın aş evinden yerlermiş. Yedikleri yemeklerin güzelliği, cuma günlerinin özelliği ile artar ve bollaşırmış. Taki kabak mevsimi gelene kadar. Kabak mevsimi geldiğinde yemeklerde çeşitli kabak tarifleri yapılırmış. Bundan dolayı da öğrenciler can sıkan, bıktıran şeylerde ‘ kabak tadı verdi’ deyimini kullanırlarmış. Aynı deyim günümüze kadar geldi ve aynı anlamı ile kullanılmaktadır.

saat.jpg


2) Eşref saati

Yine Osmanlı zamanında inanışa göre önemli kararlar alınacağı zaman, önemli işler yapılacağı zaman yahut önemli işler için konuşmalar yapılacağı zaman eşref saati yani uğurlu saatlerde yapılmasına özen gösterirlermiş. Bunun için müneccimden fikir alır ve onun uygun bulduğu zaman, gün ve saat dilimi içerisinde hareket edilirmiş. Eşref saatine halk dâhil olmak üzere tüm saray ahalisi de inanırmış. Günümüzde de yine aynı anlamı ile kullanılan ‘Eşref saati’ deyimi tam anlamıyla kullanıma devam etmektedir.


dingonun ahırı.jpg


3)Dingo’nun ahırı

Yine İstanbul tarihinin oldukça eski yıllarına dayanan ve ulaşımın atlı tramvaylarla sağlandığı dönemlere dayanan deyimin hikâyesi de oldukça gariptir. Şişhane’nin dik yokuşunu çıkarken zorlanan atlı tramvaylara destek olmak için ek olarak at kullanılırmış.

Destek amaçlı atlar ise Taksim içerisinde bulunan Dingo isimli Ermeni vatandaşın ahırında dinlendirilir, oradan yeniden Azapkapı’ya götürülürmüş. Gün içinde ahıra sık sık giren çıkan atlardan dolayı ‘ Dingo’nun ahırı’  deyimi söylenmektedir. Günümüzde ise yine aynı anlam üzerinden sık sık kullanılmaktadır.


ateş pahası.jpg


4) Ateş Pahası

Dönem Padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman, beraberindeki adamları ile Halkalı ’da avlanmaya çıkar ve hava birden bozar. Sağanak yağışa yakalanan Padişah ve adamları mecburen karşılarına çıkan ilk eve sığınmak zorunda kalırlar. Evlerine gittikleri adam misafirlerinin kim olduğunu tanımaz. Bir ateş yakarak padişah ve adamlarının elbiselerini kurutur.

Padişah bunun karşısında yanındaki adamlara dönerek ‘’ Şu ateş bin altın eder’’ der. Havanın bozması ve sağanağın şiddetlenmesi ile Padişah ve adamları geceyi adamın evinde geçirirler. Ev sahipleri evinde misafir ettiği kişilerin varlıklı kişiler olduğunu anlar ve sabah evden ayrılırken borcunu soran Padişaha ‘’Bin bir Altın’’ cevabını verir.

Ateşin değerini Padişahın biçtiğini, konaklamanın ise bir altın değerinde olduğunu belirtir. İşte bu şekilde ‘ Ateş pahası’ deyimi de hayatımıza girmiş olur.

Yorum yaz

Usta mı arıyorsun?

Ustamgeliyor.com ustalarla müşterileri birleştiren bir hizmet platformudur.Eğer bir ustaya ihtiyacın var ise-kısaca ihtiyacını belirt -gelen 7 teklifi karşılaştır-sana en uygun ustayı seç .

Talep oluşturmak için hemen logoya tıkla:

Kategoriler

En Popüler